Merhaba Gezgin Dostlar!
Hepimiz biliyoruz, Türkiye bir cennet. Antalya'nın kumsalları, Kapadokya'nın peri bacaları, İstanbul'un tarihi dokusu... Bunlar harika yerler, ama bazen insan kalabalıktan biraz uzaklaşmak, daha sakin, daha keşfedilmemiş köşelere sığınmak istiyor, değil mi? İşte o anlarda karşımıza çıkan, belki adını daha önce duymadığınız ya da "bir ara gitsem" deyip ertelediğiniz yerler var.
Kalabalıktan Uzak, Huzur Dolu Keşif Rotaları
Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış, her biri kendine has güzellikler sunan, o "saklı kalmış" dediğimiz cennet köşelerinden 10 tanesini sizin için derledim. Hazırsanız, sırt çantamızı (şimdilik hayali de olsa!) hazırlayalım ve yola koyulalım!
- Birgi Köyü (İzmir): Ödemiş'e bağlı bu köy, adeta bir açık hava müzesi. Tarihi konakları, taş sokakları ve yemyeşil doğasıyla sizi zamanda bir yolculuğa çıkarıyor. Aydınoğulları Beyliği'ne başkentlik yapmış olması ona ayrı bir hava katıyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alması da cabası. Şehrin gürültüsünden kaçıp huzurlu bir hafta sonu geçirmek için birebir.
- Amasra (Bartın): Karadeniz'in belki de en şirin liman kasabalarından biri. Fatih Sultan Mehmet'in "Lala, Lala!, Çeşm-i Cihan bu mu ola?" (Dünyanın Gözü bu mu?) dediği rivayet edilen bu güzellik, tarihi kalesi, Boztepe'si, Tavşan Adası ve tabii ki lezzetli balık restoranlarıyla gönlünüzü çalacak. Özellikle gün batımını kaleden izlemek bambaşka bir keyif.
- Sığacık (İzmir): Türkiye'nin ilk "Cittaslow" yani "Sakin Şehir" unvanına sahip Sığacık, adının hakkını veriyor. Seferihisar'ın bu güzel mahallesi, tarihi kalesi içinde kurulan üretici pazarı, şirin pansiyonları ve Teos Antik Kenti'ne yakınlığıyla öne çıkıyor. Sakinliği, yavaş yaşamı ve Ege sıcaklığını hissetmek isteyenler için ideal.
- Gökçeada (Çanakkale): Türkiye'nin en büyük adası olmasına rağmen Bozcaada kadar popüler olmaması onu biraz daha bakir kılıyor. Eski Rum köyleri (Zeytinli köyünde dibek kahvesi içmeden dönmeyin!), organik ürünleri, rüzgar sörfüne uygun plajları ve sakin koylarıyla (Gizli Liman, Laz Koyu favorilerden) tam bir kaçış noktası. Ruhunuzu dinlendirmek için harika bir seçenek.
- İğneada Longoz Ormanları (Kırklareli): Burası gerçekten farklı bir dünya! Avrupa'nın sayılı subasar (longoz) ormanlarından biri olan İğneada, dereleri, gölleri ve eşsiz bitki örtüsüyle adeta bir doğa harikası. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında kafa dinlemek, kuş sesleri eşliğinde kano yapmak veya doğa yürüyüşlerine çıkmak için mükemmel.
- Kemaliye (Erzincan): Eğin olarak da bilinen Kemaliye, Fırat Nehri'nin kıyısında, sarp kayalıkların arasına kurulmuş bir ilçe. Dünyanın en zorlu yollarından biri olarak gösterilen Taş Yolu, Karanlık Kanyon'da tekne turu ve tarihi Kemaliye evleri burayı eşsiz kılıyor. Doğa sporlarına meraklıysanız ya da sadece nefes kesen manzaralar arıyorsanız, listenize ekleyin.
- Halfeti (Şanlıurfa): Birecik Barajı'nın suları altında kalan eski Halfeti, hüzünlü ama bir o kadar da etkileyici bir atmosfere sahip. Tekne turuyla sular altındaki cami minaresini ve evleri görmek, sadece burada yetişen meşhur "siyah gül"ü aramak ve heybetli Rumkale'yi ziyaret etmek unutulmaz bir deneyim sunuyor. Güneydoğu'nun bu saklı incisini mutlaka görün.
- Datça Yarımadası'nın Bakir Koyları (Muğla): Datça merkez güzel ama asıl olay yarımadanın o meşhur virajlı yollarının ardında saklı. Knidos Antik Kenti'ni geçtikten sonra karşınıza çıkan Palamutbükü, Hayıtbükü, Ovabükü gibi koylar, kalabalıktan uzak, tertemiz denizi ve bozulmamış doğasıyla insanı büyülüyor. Badem ağaçları ve kekik kokuları eşliğinde huzur bulacağınız garanti.
- Fırtına Vadisi Yaylaları (Rize): Kaçkar Dağları'nın eteklerindeki Fırtına Vadisi, sadece rafting için değil, aynı zamanda Pokut, Sal, Gito gibi muhteşem yaylalarıyla da bir cennet. Ahşap yayla evleri, sis denizi manzaraları ve yemyeşil doğasıyla kendinizi bir masal diyarında hissedeceksiniz. Biraz tırmanışı göze alırsanız, ödülünüz muhteşem manzaralar olacak!
- Dara Antik Kenti (Mardin): Mardin denince akla hemen taş evler ve dar sokaklar gelir ama biraz dışına çıkınca Dara gibi etkileyici antik kentler sizi bekliyor. Mezopotamya'nın Efes'i olarak da anılan Dara, kaya mezarları, sarnıçları ve agorasıyla oldukça etkileyici. Henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş olması, burayı daha sakin ve gizemli kılıyor.
İşte Türkiye'nin keşfedilmeyi bekleyen birbirinden güzel 10 köşesi! Elbette bu liste uzayıp gider, çünkü ülkemizin her köşesi ayrı bir hazine. Sizin de "burası benim saklı cennetim" dediğiniz yerler varsa, yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın!
Yeni keşiflerde buluşmak üzere, hoşça kalın!
